Allah’a Borç Vermek

Kur’an ayetleri arasında çok dikkat çekmeyen kavramlardan birisi de “Allah’a borç vermektir.” Bu kavram aslen Allah rızası dışında bir maksat gütmeyen, zekat edilen mal, infak edilen para, Allah yolunda harcanan servetler için kullanılsa da en yücesi elbette can’dır. Kişinin en değerli mülkiyeti candır ve o canı Allah yolunda fedaya hazır olmak, ortaya koyarken şehit düşmek Allah’a verilen en yüce borçtur. Mal ve servetleri yığma derdine düşmeden Allah yolunda harcayanlar da Allah’a borç vermiş olurlar ki Yüce Allah bu borcu fazlasıyla ve cennetleriyle geri ödeyecektir.

Rıfat Şentürk

“Allah yolunda savaşın ve bilin ki, şüphesiz Allah hakkıyla işitendir ve hakkıyla bilendir. Kimdir Allah’a güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin…” (Bakara 2/244,245)

“… Andolsun eğer namazı kılar, zekâtı verir ve elçilerime inanır, onları desteklerseniz, (fakirlere gönülden yardımda bulunarak) Allah’a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ırmaklar akan cennetlere koyarım…” (Maide 5/12)

“Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz?… Kim Allah’a güzel bir borç verecek ki, Allah da onu kendisine kat kat ödesin. Ona çok değerli bir mükâfat da vardır. (Hadid 57/10,11)

“Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükâfat da vardır.” (Hadid 57/18)

“… Eğer siz Allah’a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size, kat kat öder ve sizi bağışlar. Allah, şükrün karşılığını verendir, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir).” (Tegabun 64/15-17)

“… O hâlde, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Müzzemmil 73/20)

İzdivaçla ilgili mut’a ve nafaka bahsi de insanlar üzerine borçtur.

“Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. (Bu durumda) -eli geniş olan gücüne göre, eli dar olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, aklın ve dinin gereklerine uygun olarak müt’a verin. Bu, iyilik yapanlar üzerinde bir borçtur.” (Bakara 2/236)

“Boşanmış kadınların örfe göre geçimlerinin sağlanması onların hakkıdır. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar üzerinde bir borçtur.” (Bakara 2/241)

kaynak: imanilmihali

ETİKETLER