İmsak Vakti a 02:00
Mersin AÇIK 26°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Kur’an-ı Kerim: Fecr Suresi Meali

Fecr sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 30 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “tan yerinin ağarması, sabah aydınlığı” mânasına gelen اَلْفَجْرُ (fecr) kelimesinden alır. Mushaf tertîbine göre 89, iniş sırasına göre 10. sûredir. Mushaftaki sıralamada seksen dokuzuncu, iniş sırasına göre onuncu sûredir. Leyl sûresinden sonra, Duhâ sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Bir taraftan Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz kudretini, nihâyetsiz ilim ve hikmetini gösteren varlık ve hadiselere yemin edilerek, bir taraftan da helak edilmiş önceki toplumlardan misaller verilerek insanlık, dünya imtihanının farkında olmaya, Allah’a ve âhirete imana ve O’na kulluk ve teslimiyete çağrılır. Kıyâmetin dehşetli manzaralarından kesitler sunularak, mü’minlerin ve kâfirlerin âkıbetleri haber verilir.

Cenâb-ı Hakk’ın yüce kudretini gösteren ve böyle sonsuz bir kudret sahibi olan Zât’ın ölüleri yeniden diriltip âhiret hayatını var etmeye, orada kâfirleri cezalandırmaya kâdir olduğunu bildiren varlıklar üzerine yemin edilerek söze başlanır: Yemin edilen birinci husus, اَلْفَجْرُ (fecir)dir. Fecr, tan yerinin ağarmaya başlama ve sabah aydınlığının ortaya çıkıp ufuktan dünyaya doğru yayılma vaktidir. Fecirle birlikte gece karanlığı sona erer ve gündüz başlar. Her insanın hayat defterinde yeni bir sayfa açılır. Bu vakit zihnin en sâkin, gönlün en huzurlu, ortalığın en durgun olduğu bir zamandır. O vakit ibâdet ve ilimle meşgul olmak çok feyizli ve bereketlidir. Bu sebeple günlük hayat içinde o vaktin ehemmiyetine dikkat çekilir. Ayrıca fecir vakti, ortalığın yavaş yavaş ağarmaya başlamasıyla birlikte, uykuya dalmış canlıların uyanmaya başladığı zamandır. Bu uyanış, hem İslâm’la birlikte ruhların uyanışına hem de âhiretteki yeniden dirilişe işaret eder.

Yemin edilen ikinci husus, “on gece”dir. Bundan maksat ayın otuz gecesinin her on gecesidir. Yâni ayın ince bir tırnak şeklinde olduğu ve her gece büyüyerek aydınlığa ulaştığı ilk on gece; ayın büyük bir kısmının aydınlık olduğu ikinci on gece; nihâyet ayın yavaş yavaş küçülerek gecenin karanlık kısmının arttığı ve sonunda tamamen karanlık olduğu son on gecedir. Her ay aksamadan devam eden bu nizam, ne müthiş bir kudret akışı ve azamet tecellisidir. Ayın bu hareketlerinin, peyderpey büyütülüp küçültülmesinin, hem zamanın tespiti hem de insan hayatının devamı bakımından çok büyük ehemmiyete sahip olduğu bilinmektedir.

Yemin edilen üçüncü ve dördüncü husus, “çift olan” ve “tek olan”dır. Tek olan, sadece ve sadece Allah Teâlâ’dır. Çift olan ise O’nun yarattığı bütün mahlukattır. Zira Cenâb-ı Hak kendisinin tek olduğun varlıkları ise çift yarattığını haber verir. Yemin edilen beşinci husus ise “geçip gitmekte olan gece”dir. Bu yemin de gündüz aydınlığının yaklaştığını haber verir. Dolayısıyla hem fecre, hem de geçip gitmekte olan geceye yemin edilmesi, dünyayı bastırmış olan şirk, küfür ve isyan karanlıklarının Resûlullah (s.a.s.)’e inmekte olan vahiy nuruyla aydınlanmaya başladığına işaret eder. Mü’minleri kuşatan çile, işkence, her türlü zorluk ve meşakkat karanlıklarının dağılmaya yüz tuttuğunu ve bunların yerini kurtuluş ve başarının aydınlığına bırakacağını müjdeler. Ayrıca karanlık gecelere benzeyen dünya hayatının, mahşerin aydınlığına doğru yol almakta olduğuna ışık tutar.

Üzerine yemin edilen bu varlıklar, kâinatta büyük ve eşsiz bir nizamın ve bunu tanzim eden nihâyetsiz bir kudretin var olduğunu gösterir. Bu sebeple yemin edilmeye değer varlıklardır. Bunu yapan kudret elbette istediği her şeyi yapmaya, ölüleri de diriltmeye kadirdir. Nitekim, âhirete inanmayıp peygamberlerine karşı gelen, bu sebeple yeryüzünde azgınlık ve bozgunculuk eden önceki kavimlerin başlarına gelenler, ilâhî kudretin bir başka tezâhürü, onun gözler önünde cereyan eden canlı şâhitleridir.

1. Vel-fecr(i)

Yemin olsun fecre,

2. Ve leyâlin ‘aşr(in)

On geceye,

3. Ve-şşef’i vel-vetr(i)

Çifte ve teke,

4. Velleyli iżâ yesr(i)

Geçip gitmekte olan geceye!

5. Hel fî żâlike kasemun liżî hicr(in)

Akıl sahibi olanlar için, bunlarda gerçeği kanıtlayan bir yemin değeri var, değil mi?

6. Elem tera keyfe fe’ale rabbuke bi’âd(in)

Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine?

7. İrame żâti-l’imâd(i)

Yüksek binalarla dolu İrem’e?

8. Elletî lem yuḣlak miśluhâ fî-lbilâd(i)

Ki, beldeler arasında onun eşi benzeri yaratılmamıştı.

9. Ve śemûde-lleżîne câbû-ssaḣra bil-vâd(i)

Vâdilerde kayaları oyup yontarak sağlam evler yapan Semûd kavmine?

10. Ve fir’avne żî-l-evtâd(i)

Büyük saltanat ve çok sağlam kaleler sahibi Firavun’a?

11. Elleżîne taġav fî-lbilâd(i)

Bunların hepsi, yaşadıkları ülkelerde azdıkça azdılar.

12. Fe-ekśerû fîhâ-lfesâd(e)

Taşkınlıklarıyla oralarda çokça bozgunculuk yaptılar.

13. Fesabbe ‘aleyhim rabbuke sevta ‘ażâb(in)

Bu yüzden Rabbin onlar üzerine azap kamçıları yağdırdı.

14. İnne rabbeke lebilmirsâd(i)

Çünkü Rabbin, kullarını devamlı sûrette gözetlemektedir.

15. Fe-emmâ-l-insânu iżâ mâ-btelâhu rabbuhu fe-ekramehu ve na’’amehu feyekûlu rabbî ekramen(i)

İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine ikramda bulunduğunda, ona bol bol nimetler verdiğinde, “Rabbim bana ikram etti” der.

16. Ve emmâ iżâ mâ-btelâhu fekadera ‘aleyhi rizkahu feyekûlu rabbî ehânen(i)

Buna karşılık onu darlıkla sınayıp da rızkını kısıverince: “Rab­bim beni rezil, perişan etti” der.

17. Kellâ(s) bel lâ tukrimûne-lyetîm(e)

Hayır, hayır! Yetime ikram etmiyorsunuz.

18. Velâ tehâddûne ‘alâ ta’âmi-lmiskîn(i)

Muhtaçları doyurmaya birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.

19. Ve te/kulûne-tturâśe eklen lemmâ(n)

Mirastan ne gelse, helâl-haram demeden alabildiğine yiyorsunuz.

20. Ve tuhibbûne-lmâle hubben cemmâ(n)

Malı mülkü de sınırsız bir sevgiyle seviyorsunuz.

21. Kellâ iżâ dukketi-l-ardu dekken dekkâ(n)

Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,

22. Ve câe rabbuke vel-meleku saffen saffâ(n)

Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman!

23. Ve cî-e yevme-iżin bi-cehennem(e)(c) yevme-iżin yeteżekkeru-l-insânu ve ennâ lehu-żżikrâ

O gün, cehennem ortaya konur. O gün insan öğüt almaya çalışır ama artık öğütten ona ne?

24. Yekûlu yâ leytenî kaddemtu lihayâtî

“Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım” der.

25. Feyevme-iżin lâ yu’ażżibu ‘ażâbehu ehad(un)

O gün Allah’ın vereceği azabı hiç kimse veremez.

26. Velâ yûśiku ve śâkahu ehad(un)

O’nun vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.

27. Yâ eyyetuhâ-nnefsu-lmutme-inne(tu)

Ey kâmil bir iman ve sâlih amellerle huzûra ermiş nefis!

28. İrci’î ilâ rabbiki râdiyeten merdiyye(ten)

Sen O’ndan râzı, O da senden râzı olarak Rabbine dön!

29. Fedḣulî fî ‘ibâdî

Dürüst ve samimi kullarımın arasına katıl!

30. Vedḣulî cennetî

Cennetime gir!

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Kur’an-ı Kerim: Beled Suresi Meali

HIZLI YORUM YAP